İSTEKLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRMEK: HER GÜN İSTEĞİNLE İLGİLİ MİNİK BİR ŞEY YAP


Hepimizin, farkında olmasak da, bir isteği var. En azından ben kesinlikle olduğuna inanıyorum. Belki inanmadığımız için, belki toplum baskısından onu o kadar derinlere gömdük ki artık hayalimizin farkında bile değiliz. Fakat o, gömdüğümüz o yerde her gün nefes almaya çalışıyor ve her boşluktan bize fısıldıyor. Üzerine toprak atmaktansa isteğinizi fark etmeye ve gerçekleştirmeye ne dersiniz?


Ben bir yaşam koçu, terapist ya da kişisel gelişim uzmanı değilim. Ama bir farkındalığa ulaştım, izlediğim bir videodan ilham aldım ve şimdi bu yazıyı yazıyorum. Çünkü inanıyorum ki hepimizin bir hayali var. Bu; dünyayı gezmek, bir butik açmak, sahneye çıkmak, tablonuzu satmak veya herhangi bir şey olabilir. Biliyorum ki hepimizin yapmak istediği bir şey ya da bir yeteneği var. Kimimiz bunu gerçekleştirdik, kimimiz de hayalimizi içimize gömdük. Ya kendimize inanmadığımızdan, ya korktuğumuzdan ya da toplum baskısından yıldığımızdan… Benim düşünceme göre ise isteğimizi gerçekleştirmeden bu dünyadan göçüp gitmemeliyiz. Ya da yaşadığımız hayata “katlanıyorsak”; hayatı bu şekilde değil, içimize sindiği gibi yaşamalıyız.

Peki, bu nasıl olacak? Örneğin dünyayı gezmek isteyen biri diyebilir ki, “ben o parayı nereden bulacağım?” Burada anahtar kelime “minik adımlarla gitmektir.” Bir anda bütün dünyayı gezemeyebilirsiniz. Bir anda bütün yolu yürüyemeyebilirsiniz, sadece adım atmanız gerekiyor. Ben, herkesin doğal yeteneğinden para kazanması gerektiğini düşünen biri olarak kendimden örnek vermek istiyorum. Benim hayalim yazar olmak. Bu durumda ne yapmalıyım? Evet, direkt bir kitap yazarak başlayabilirim belki ama bu bana ilk etapta zor gelebilir. Demek ki küçük başlamalıyım. Küçük olsa da “her gün bir şey yapmalıyım” yazarlığa dair. Kendime bir hedef koydum. Her gün bir tane yazı yazacağım. Bakın, yolu tamamen nasıl yürüyeceğimi bilmek zorunda değilim. Her şeyi bilmek zorunda değilim. Sadece bir yerden başlamalıyım ve hedefimde ilerlemeliyim. Bir alışkanlık edinip, onu gerçekleştirmeliyim. Benim alışkanlığım ne? Her gün bir yazı yazmak. Dünyayı gezmek isteyen biri ne yapabilir? Önce yakın bir yere gidebilir. Böylece başlamış olur. Belki orada ucuza tur ayarlayan biriyle tanışacak ve böylece birkaç yere daha gidecek. Sonsuz olasılık mevcut. Ne olacağını bilemeyiz. Önemli olan niyet etmek, o yola girmek ve enerjimizi oraya odaklamak.

Bu sırada, içinizde sürekli kritik yapan ses devreye girecektir. “Sen onu yapamazsın, yeteneğin yok, paran yok, kim olduğunu zannediyorsun…” gibi cümlelerle canınızı sıkacaktır ama bu normal. Çünkü egonuz sizi korumak için var. Yeni bir yol ona tehlikeli geliyor. Rahatlık alanı ise güven veriyor. Ama o rahatlık alanı hayatınızı mahvediyor bir yandan da. Güya rahat olmak için istemediğiniz bir hayatı yaşıyor veya isteklerinizi erteliyor ve mutsuz oluyorsunuz. Ayrıca insan en rahat; en doğal halindedir. Sizin doğal haliniz ne? Bir an her şeyin mümkün olduğunu düşünseniz (ki mümkün) şu anda nasıl bir hayat yaşıyor olurdunuz? Bu soruların cevabını düşünün ve yazın. Vizyonunuzu belirledikten sonra sizi vizyonunuza götürecek, alışkanlığı belirleyin. Her gün hayaliniz için minik de olsa bir şey yapın.

Ben, herkesin yeteneğinden para kazanması gerektiğine inanıyorum. Kimse sevmediği bir işi yapmalı. Belki sizin hayaliniz de kendi butiğinizi açmaktır. Toplumun dayattığının aksine herkes kurumsalda çalışmak zorunda değil. Çoğunluğa uymadığınız için suçlu da değilsiniz. Bir şeyi çoğunluğun yapması onun doğru olduğu anlamına gelmez. İçinizde bir yerlerde, egonuzu aştığınızda siz de bu dediklerimin doğru olduğunu biliyorsunuz. Her şeyin mümkün olduğunu kalbinizde siz de hissediyorsunuz. Hiçbir yol kolay değil, dirençsiz değil ama yapılabilir. Ne zaman kadar isteklerimizi öteleyeceğiz? Ne zamana kadar yaşadığımız hayata katlanacağız?

Yorumlar

  1. Konfor alanı gerçekten çok tehlikeli bir yer.Kendimizi bir alana hapsedip dış dünyaya karşı hep korkar olduk. Oysa tek küçük adım kim bilir nasıl kapılar açacak :)
    Eline sağlık. :)

    YanıtlaSil
  2. Sonuna ekleme yapmak istiyorum:
    - Ne zamana kadar yaşayacağız?

    Bu yazıyı o kadar iyi tanıyorum ki. Belki bugün farklı bir gömlek giymiş, belki eteğinin modeli farklı, belki de başka bir ayakkabı var ayağında, ama aynı yolda yürüyor. Defalarca aklımın içinde dolaştırdığım, kendi kendime tartıştığım, fakat her defasında kaçtığım konular. İsteklerimiz için her gün minik adımlar atmak teoride kolay görünen, ama belli bir ritim kazanılana dek dişle taş kırmak kadar zor. Ancak o "eşik tekrar"a ulaşınca, vücut ve ruh o adımları yapmak istemesen de seni uyarıyor, "yap" diye. Odak nokta ve dilek o eşiğe ulaşmak olmalı.

    Sen güzel yazıyorsun. Eğer her gün yazarken bir de bunları blogda paylaşırsan ben de okurun olarak takip etmek isterim. Çünkü buna benzer bir şey denemiştim ve bir yerde iş benden çıkmış, arkadaşlarım o yayınlarla ilgili konuşur olmuşlardı, bu da beni güdülemişti. Eğer her gün yazarsan ben de gelip hepsini okurum, senin minik adımlarının altına çakıl taşları döşerim. Malum, yazar denilen özne okur denilen özneye bağlı değil, ama bu süreçte genel kabul yazarın okur tarafından okunması :) Neşeli sevgilerle :)

    Tesadüflere çok inanırım. Sonsuz olasılıktan bahsetmişsin, katılıyorum. "Şunu yaptığım için bu oldu." diye bağlantılandırdığım pek çok şey var. Kendine "Mutlu Anlar Koleksiyoncusu" diyen bir insanın, ismine bu kadar uzak yaşadığı bir gündeyim. İçimde bir sıkkınlık var ve aslında bunun nedeni senin de yazıda söylediklerin. Bu bağlamda, yazını bir işaret olarak bile kabul edebilirim.

    YanıtlaSil
  3. İnanarak ve çaba sarf ederek ilerledikçe isteklerimize er ya da geç ulaşırız diye düşünüyorum ben de😊🤚.

    YanıtlaSil
  4. Kendinizi unutturmayın. Zaman zaman yazılarınızı okumak istiyorum.

    https://mustafauzbek.blogspot.com/?m=1

    Buradan bana ulaşın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar